Aslında ayrılık akşamları yazarların ve şairlerin fazladan
mesai yaptığı akşamlardır. Benim için durum biraz farklı. Fazla mesai yapacak
kadar kedimi iyi hissetmiyorum ve cümleleri başka yazılara saklıyorum. Tek bir
yazıda tüketmek istemiyorum tümünü.
İnsanın canını yakan nedir? Bence sonlar ayrılıklar yâda kaybetmek
değildir. Kaybetmek insanın doğasına ait bir şeydir hatta. Ve kazanmaktır asıl
aykırı olan. Düşünsenize 100 kişinin 1. Olamadığı bir sınavda birinci
oluyorsunuz ve herkesten farklısınız o an.
Karaköy-Haydarpaşa-Kadıköy seferini yapan Sarıyer vapuru. Yine
en üst katındaydım “bitti” temalı cümleleri dudaklarından çıkarttığında. Sonrasında
anlatılacak binlerce düşünce binlerce gözyaşı var belki. Belki bir telefon
başında Kadıköy’ün orta yerinde bir erkeğin ağlaması var ama her şeyden
önemlisi neden bu kadar üzüldüğümdü konu. İlk defa mı kaybediyordum? Hemen hayır
dedim. Sonra düşünmeye başladım telefondaki sesle konuşurken. İlk defa
kaybetmiştim. Çünkü kazandığım ilk insandı o. Ben diğerlerini kaybetmeyi
tatmamıştım hiç çünkü hiç kazanmamıştım, denememiştim bile. Vazgeçmiştim. Ve bugün
vazgeçmediğim için kaybediyordum.
Hayat böyledir. Sizi yapmak istediklerinizle değil yapmak
isterken aklınızdan kaçırdıklarınızla yargılar. Nitekim benimde öylesine kendi
kendimi yargıladığım ve hayatımda önemli bir nokta olabilecek bir yarışmayı
kaçırdım. Çünkü kendimi klişe 19.yy biyografi filmlerinde zannettim oysa 21.yydaydım
ve klişe biyografi filmlerindeki gibi davranmak bir şeye çözüm olmuyormuş. Hatta
düğüm oluyormuş.
Öte yandan “aşk vazgeçmemektir” yazan yazarlarında ne denli yanıldığını anladım.
Öte yandan “aşk vazgeçmemektir” yazan yazarlarında ne denli yanıldığını anladım.
İlk defa kaybediyordum ve b unu bugün fark etmiştim. Vapur Haydarpaşa’dan
kalkıp Kadıköy iskelesine doğru yanaşırken. İlk defa birini, hayatımın anlamı
yerine koyduğum, birini kazanmış ve kaybetmiştim. Ama insanı acıtan kaybetmek
değil de, aynı cümlelerin başka biri için söyleneceğini bilmek belki de. Seni seviyorum
cümlesinin aynı dudaktan çıkıp başka bir erkeğin hayatına anlam katması ve o
erkeğin vereceği değerden gelen endişe. Öte yanandan beni ayağa kaldıran eski
hayat felsefem olmuştu.
+kaybedecek neyim
var?
–hiçbir şey
+o zaman özgürüm.
Çünkü Kaybedecek bir şeyi olmayan insan dünyadaki en özgür
insandır. Öte yandan yerle bir olmuş erkeğin ta kendisidir. Belki de erkeği
farklı kılanda budur. Bir erkek her şeye karşı dayanır fakat sevdiği insanı
kaybetmeye dayanamaz. Çünkü Erkekler sevdiği
kadını sol göğsünün ardından saklar ve en güçlü kaleler içten fethedilir.
18 yorum:
Size üstad diyebilirmiyim? :D
Bu iyiydi. Son cümle beni bitirdi :) TEBRİKLER
Melankolik adam sen aşmışsın ya :D
Diyecek söz yok. marjinali iyi biliyosun kalemi elinden hiç bırakma
mükemmelsin demiyorum artık :D sadece seni görmek istiyorum. çok merak ediyorum :)
sınav kısmı çok dikkat çekici farklı bir yaklaşım. beğendim
Bence pes etme melankolik adam. hep bunu anlattın sen bize pes etmemeyi sen pes edersen yenilirsin sen yenilirsende okuyucularının inancı kalmaz
Herşeyin bir bedeli vardır. Kimi sonra kimi önce öder. :) Siz önce ödüyorsunuz acılarla olgunlaşıyorsunuz
Seni bir kere görmek istiyorum. İsminin Emre olduğunu biliyorum soyadın ne acaba? Nasıl iletişim kurabiliriz?
Abicim aşmışsın sen ya :D:D:D Güzel olmuş tebrikler 9.blogger ;))
Yarışmayı kaçırmana üzüldük. Hayatında eline bir kere geçen bir fırsattı tek diyebileceğim bu
İzmire bekliyoruuuuuzzzz :D:D Çok beğendim ayrıca. Marjinalliği sizden öğreniyorum
Yorum yok süper :D Başarılar. Bakış açınızı beğeniyorum. Siz farklısınız :)
Aşk insanı çocuklaştırır ya sizi olgunlaştırıyor adeta.
Diğer yazılarıda okudum cidden mükemmelsiniz sevdiğiniz kadınlar çok şanslı. Bakış açınız çok farklı diğer yazar ve şairlerden.
Okula neden dördüncü ders geldiğini güzel açıklar
Çünkü Erkekler sevdiği kadını sol göğsünün ardından saklar ve en güçlü kaleler içten fethedilir.
oha oha oha :D:D süperrr
Yarışma gitti oluum
Yorum Gönder