18 Haziran 2012 Pazartesi

BEN SENİ HEP UZAKTAN SEVDİM


Aşk dudaklarıma bulaşan en tatlı hatanın adıydı. Yaşamak acı veriyordu senin yokluğunda. Hiçbir zaman dokunamamıştım dudaklarına. Adın hiçbir zaman kalbimin surlarından dışarı çıkmamıştı ve ben hiçbir zaman seninle bostancıda bir akşamüstü el ele yürüyememiş veya canım istediğince, saat sabaha karşı beş olsa bile, arayıp bir ahize başında saatlerce sesini işitememiştim. Uzaktın. Ruhuma çok uzaktın. Beşeri mesafelerin bizi yakınlaştırmak için yetersiz kaldığı sahnelerin oyuncularıydık sen ve ben. Biz olmamanın hüznü vuruyordu edebiyatımın yitik seçmelerine.


Sensizlik ve kimsesizlik en büyük şahidiydi kalbimin mahpusunda ölümünü bekleyen fani aşkların. Yalnızlık benim dünyamda yalnızlık bendim. Yalnızlık senin ismindi. Uzaktın. Ruhuma uzaktın teninin tenime değmeyişiydi uzak olan. Uzak olan kalbinin platonik aşklar tahtasına hiçbir zaman ismimin yazılmamasıydı. Uzak olan bitmek bilmeyen soğuk savaşlardı. Uzak olan sendin…


Hiçbir zaman ayrılmadık seninle. Bunun bile acıttığı noktaydın sen. Sonuçta hiçbir zaman biz olamamıştık. Bu yüzden ayrılık yoktu senin aşkının kalbime özgü kronolojisinde. Sadece sevmek ve uzak kavramları vardı ve hiç kimseye söyleyemediğim saklı bir aşkın yanında seni seven biri; “ben” vardım… Hiçbir zaman bakamadım doya doya gözlerine, hiçbir zaman dudaklarımdan “sen seviyorum” cümlesi çıkmadı sana hitaben. Çünkü ben seni hep uzaktan sevdim…


Ben Seni Hep Uzaktan Sevdim


Yunus Emre Öksüz.


Hiç yorum yok:

Bumerang - Yazarkafe
script>