Hiç kimse senin
kadar gerçek değil gibi klişelerle başlamayacağım bu yazıya. Klişeleri
sevmediğimden değil senin klişelerden daha fazlasını
hak ettiğini düşündüğüm
için. Hayallerin en büyüğüydü bugüne kadar
yazdığım her yazıda bahsettiğim “sevdiğim kadına seni seviyorum” dediğim anı yaşamak. Bana o anı yaşatan kadınsın
sen. Seni tanıdığım ilk günden bugüne aslında içimde sana ne denli sevgi
beslediğimi fakat kendime bile itiraf edemediğimi fark ettim “emrem” yazdığın
dakika. Alnımdan ter damlaları süzüldü, parmaklarım birbirine karıştı. Devrik
cümleler kurdum heyecandan. Saçmaladım belki. O an, rüya gibiydi, bir kelebeğin
kısacık hayatında gördüğü bir rüya gibiydi benim için. İnanamıyordum sana “seni
seviyorum” cümlesini yazdığıma. Rüya gibi geliyordu ve eğer rüyaysa uyanmak
istemiyorum diye yazmıştım
önümde
açık duran günlüğün
mürekkep kokulu sayfasına.
İlk defa “seni
seviyorum” cümlesinin anlamını hak ettiğini düşündüm.
İlk defa bu kadar anlamlıydı bir cümle. Sevgi sözcüğünü bir kadın ancak
bu kadar hak edebilirdi. Sevgi sözcüğü az kalıyordu aşktı bu. Her
mesajına ellerim titreyerek cevap verdiğim konuşurken
zaman zaman alnımdan ter
damlalarının aktığı
benim kendime bile itiraf edemediğim
bir aşktı
hem de. İtiraf edemediğim her gün içimdeki huzursuzluğun kendisi olan bir aşktı.
Yıllardır içimde
gökten düşen bir örs gibi saplı kalmış boşluğun
anlamını
hak ederek dolduğunu hissettim. Sanki seni bekliyordu o boşluk orada. Sen, içimdeki yalnızlığı dolduran ve bana her
nefesimde çok şanslı
biri olduğumu hissettiren kadındın. “Seni seviyorum” cümlesinin anlamını sadece
sen bu kadar hak edebiliyordu. Aşktı
bunun adı, başka bir açıklama bulamıyordum. Sana yazmadığım her dakika huzursuz
hissediyordum kendimi. Her an her saniye, İstiklal ’in nostaljik coğrafyasında
adımlarım kaldırımları ezerken, bir ders saatinde sınıf sessizliğe büründüğü
anda, kimi zaman caddede karşıdan karşıya
geçerken, bindiğim vapur bebek iskelesinden
uzaklaşırken ve akşam
güneşinin denizdeki yakamozlarına dalmışken…
Her an ne yaptığını merak ettiğim, her an aklımda olan ismin sahibiydin sen. “Seni
seviyorum” cümlesinin anlama kavuştuğu
noktaydın…
Aşkı yeniden
öğrendim sanki şu birkaç günde.
Aşkın
içimde estirdiği heyecan fırtınasını, aşkın
ruhumdaki egemenliğinin beni ne denli ayakta tuttuğunu fark ettim. Seni
seviyorum cümlesine her duyguyu sığdırmayı öğrendim. Sevmeyi ,özlemeyi elini
tutamamanın verdiği hüznü, masamın üzerinde duran fotoğrafından gözlerine dalıp
gitmelerimin öyküsünü ve geri kalan her şeyi “seni seviyorum” cümlesiyle ifade
etmeyi öğrendim. sen bana aşkı
öğrettin.
Sen, “seni
seviyorum” cümlesinin anlam kazandığı noktasın…
11 yorum:
Arkadaşım sen nasıl bir varlıksın?
Sen mükemmelsin marjinal adam
Oha diyorum :) Bu kızın yerinde olmak isterdim cidden
Biraz hırçın, biraz sevimli, farklı birisiniz. İzmirdeki fuarınıza mutlaka gelicem. Siz aşkı derinden anlatıyorsunuz. Sizinle tanışmak isterim
şair ruhlu adam
Bir insan bu kadarmı sever? aşkı gerçekten hissederek yaşıyosun. diğerleri gibi değilsin. bir erkek böyle olmalı. herkes senin gibi olmalı. gönülden tebrikler
Yunus Emre gibisi varmı: YOKK onun yazılarını defalarca okuyorum. mükemmelsin melankolik insan
O kadının yerinde olsam sana tapardım
Farklısın. Sen gerçekten sevip yazıyosun umarım karşılığınada bulursun :) başarılar melankolik adam
Türkiyede çok melankoli üzüntü arabesk edebiyat var ama sen farklısın. arabeski kırolaştırmadan dozunu bilerek katıyosun. aşkı konu etmek değil direk aşkı yaşatıyosun insana sen :)
O kızın yerinde olmak vardı gerçekten :)
Yorum Gönder