24 Mayıs 2012 Perşembe

KATİL:UNUTMAK ; MAKTUL SEN VE AŞK


Bazen de ne yaparsan yap onu kaybediyorsun. Hatta o seni değil, sen onu bırakıp gitmek zorunda kalıyorsun. Ansızın bindiğin otobüste veya son anda yetiştiğin vapurda onu gördüğünde sen başını çevirmek zorunda kalıyorsun. Suçluymuşçasına gerçekleşiyor eylemler. Oysa gitmek isteyen, sana veda imgeleriyle davranan o ve dudaklarını sana kilitleyip gitmeye yeltenen o... fakat susan, gördüğünde utanırmışçasına başını önüne eğen, göz gelme anlarında gözlerini kaçırmak zorunda kalan sensin.

Hayat öyle yâda böyle seni ondan ayrılmak zorunda bırakıyor. Başka ellerin kokusu siniyor kimi zaman onun avuçlarının mis kokusunun üzerine. Yâda senin ansızın yetiştiğin vapurda onu başkasının kollarının arasında görüyorsun. İçin acısa da bu işkenceyi daha fazla kendine çektirmemek için yapacağın tek bir şeye kalıyor. Unutmak palavrasından bahsetmek istemesem de maalesef unutmak zorunda kalıyorsun. Unutuyor musun? Elbette cevabı kocaman bir hayır. Fakat unutmuşçasına davranıyorsun. unutmak bir aşkın katiliyse azmettiricisi o olmasına rağmen kendi aşkının katili oluyorsun. Katil sen oluyorsun. Maktül ise sen olduğun, senin duyguların olduğu halde görünür de o oluyor. Onca yaşanan anıdan sonra tıpkı ilk günlerdeki tiyatroyu sahneliyorsun onunla karşılaşma anlarında, tanıyorum imgeleriyle gerçekleşiyor eylemler. Çünkü eski sevdiğin ruh gitmiş yerine bambaşka biri gelmiş oluyor. Öyle ki dudaklarındaki ılık tebessümden tut ta gözlerindeki şımarık gülüşleri hatta ansızın ve zamansız çalan telefonları özlüyorsun. Ama geri gelmiyor gelemeyecekte. Sadece özlemekle yetiniyorsun. Sadece canını acıttığınla kalıyorsun. Fark ediyorsun ki gerçekten eski sevdiğin ruh ölmüş ve yeni bir ruh bekçiliğini yapıyor aynı bedene.

İçinde ölen duygulara ve kırılan kalbine rağmen sevmeye devam ediyor, her gece yastığına ona dair gözyaşlarını siliyorsun uyku öncesi seanslarında. Özlüyorsun özledikçe hasretler değişiyor. Boyutları değişiyor. Eski hasretleri özler oluyorsun. Uzakta olmasının bile sana veremeyeceği boyutlara ulaşıyor yakınında olması ve her an hayatın onu karşına çıkartmasının verdiği acılar. Nitekim dayanamıyorsun. Hayattan kopuyorsun bir zaman. Her şeyi bırakıyorsun. Kendini akan zamana bırakıyorsun. Sonra çözümün bu olmadığını anlıyor ve aşk saçmalarına gene takılarak hayatına devam etmeye çalışıyorsun. Fakat hayat onsuz kaldığı yerden devam etmiş gibi görünse de aslında sen bir aşk eskimiş oluyorsun... Fakat her zamanki gibi bunların hiçbirini bilmemiş duymamış hatta okumamış oluyor sadece yazdığınla kalıyorsun. Sen sadece aşkınızın son çırpınışlarının katili oluyorsun.

Hiç yorum yok:

Bumerang - Yazarkafe
script>