Hayatta en büyük tutsaklık bir kadının gözyaşlarına
hapsolmaktır. Bir kadının gözyaşlarına hapsolan bir adamın adım atacak hali
yoktur eğer gerçekten seviyorsa. Eğer gerçekten seviyorsa boğazında bir yanma
hisseder. Ne yaparsa yapsın huzur bulamaz. Sürekli bir suçluluk duygusu,
huzursuzluk, suç işlediği halde saklayan
bir çocuğun yüzünde oluşan endişeli ifade belirir yüzünde. Hiçbir şeyden zevk
alamaz. Hiçbir şey tatmin etmez.
Bir kadının gözyaşına bağlıdır kimi zaman yaşamak. Onunla
kuruyup onunla akmak onun çizdiği çizgi üzerinde adım atmak. İzinden
ayrılmamak. Peşinden gidip te değmemek. Bir kadının gözyaşı yakıcıdır, alev
gibi. Bir kadının gözyaşına hapsolmak en büyük suçların cezasıdır. Müebbet bir
vicdan azabı ile aylarca yıllarca ne zaman biteceği belli olmayan bir hapis.
Bir kadının gözyaşlarıyla uzatılan yâda sonlanan, parmaklıklar olmadan seni
hapseden ceza bildirgesi.
Kimi zaman bakışını kaçırmak bile suçtur bir kadın için. Saç
tellerini okşamamak, başının sıcaklığını yeterince kalbine sığdıramamak… Onun
kokusunu yeteri kadar ezberlememek, bakışlarına verilmeyen ufak bir karşılık… En
büyük suçtur bir kadın için. Bir kadının gözlerinden gelen yaş kimi zaman
anlara bağlıdır birkaç saniyeye, birkaç dakikaya. Bazen bir saniyede insan
yalnızlıktan arınacak şansı bulur. Sadece bir saniyede belki iki yâda üç yâda
bir bakış süresi kadar. Bazen saniyelerle söner umutlar, kaçırılan hayaller,
yaz sıcağında buzdan bir heykel gibi eriyen düşler ve nice kurgulamalar. Fakat
bir kadının gözyaşı, hepsinden daha etkilidir. Bir erkeği zehirleyebilecek en
kuvvetli zehirdir. Ilık bir damla, gözlerden gökyüzünde güneşli günlerde
dolaşan aheste bulutlar gibi süzülen ve bir sonbahar günü sokakta adım atacağın
noktaya yavaşça düşen kurumuş sarımtırak bir yaprak gibi… Fakat öldürücü.
Saniyeler içinde bir insanın vicdan duygusuyla yerle bir etmeye hazır, en
bükülmez bedenleri bile dizlerinin üzerine eğdirecek, en güçlü ruhları bile
yerle bir edecek kadar güçlü bir zehir, masum bir damla görünümünde. Kış günü gökyüzünden
insanın burnunun üzerine düşen yağmur damlaları kadar masum. Anlık bir olay.
Müdahale edilemeyecek kadar kısa ve zaman diliminde yeri belirsiz. Bir anda
ortaya çıkan ve insanı bir anda öldüren tek bir damla yakıcı bir zehir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder