17 Ekim 2012 Çarşamba

SENSİZLİĞİN GÜNLÜĞÜ


Bir yalnızlığı sığdırmaya çalışıyorum dudaklarımın arasındaki ince boşluğa
İsminden arta kalan yere sensizliği iliştiriyorum...
Senden yoksunluk ve kırık kalp temalı şiirler büyütüyorum son günlerde aşk bültenimde
Bir yalnızlığı sığdırmaya çalışıyorum iki dudağım arasında sakladığım isminin yanına

Temmuz serininin ve İstanbul’a özgü nemli havadan nasibini almış bir balkonda
Senden uzak ve senden kilometrelerce uzak olmanın çaresizliğiyle bükülüyor boynum
Gökyüzünden yalnızlığıma bir merdiven sarkıyor, göz kapaklarımı birbirine yaklaştırıyorum
Yıldızlara yaklaşmayı düşlüyorum sana gökyüzünden gizlice bakmak adına
Bavulunu hazırlamış yerini güneşe bırakmak üzere adımını atan karanlığa doğru bir iç çekiyorum
İçi sensizlikle dolu bir yalnızlık çöküyor üzerime. Kahve saçların geliyor gözümün önüne

Loş bir oda beyaz bir yatak beyaz bir yatağın üzerinde çığırından çıkmış bir yalnızlık
Rutubetli dudaklarımın arasında en kıymetli varlığım gibi saklıyorum ismini
Kaybetmekten, dudaklarımın arasına başka harflerle kurulmuş bir ismin girmesinden korkuyorum
Pencerelerden içeriye dolan ayak sesleri, şehir uyanıyor, otobüslerden inen insan kolonisi
Bir yalnızlığı sığdırmaya çalışıyorum dudaklarımın arasında isminden arta kalan boşluğa

Sahte tebessümlerle dolu umut temalı sabahlara uyanıyorum;
Seni görme gayesiyle yataktan kalktığım günler;
Bilinçaltımda sana dair hayaller inşa ediliyor sana kavuşma seansı öncesi
Seninle dolup taşıyor düşler... Rutubetli dudaklarım defalarca senin dudaklarının dokusuna değiyor
Şehvet, şuursuz bir yalnızlık ve çığırından çıkmış bir hasret kütlesinin etkisi altında uyanıyorum sabah
Yoruluyorum, konuşmanın cümle kurmanın hatta soluk almanın güç geldiği anlar yaşıyorum
Dakikalarca sensizlik sancılarıyla kıvranıyor cesedim kefen beyazı yatakta...

Sensizliği birkaç cümleye sığdırmaya çalışıyor aşk ve ayrılık hileleriyle yorulmuş dudaklarım
Parmak uçlarının tenimin dokusundan yoksunluğunun hüznü hapsediyorum içime
Az kelimeyle kurduğun kısa cümlelerini özlüyorum eski günlere ait fotoğraflardan sona
Üzüldüğün zaman kırçıllaşan sesinin yokluğu çok hissediliyor sabaha özgü sessizlikte
Loş odadan ruhuma doğru tedirginlik yol alıyor keskin manevralarla
Karanlığın içine saklanan yalnızlığı soluyor ciğerlerim. Soluk alma seansları güçleşiyor

Bir yalnızlığı sığdırmaya çalışıyorum dudaklarımın arasındaki rutubetli ufak boşluğa
Her sabaha karşı gözyaşlarımla yıkanan rutubet kokulu krem rengi yastığıma siniyor sensizlik
Dudaklarından dudaklarımda arta kalan kahve kokusunu hissetmek adına dudaklarımı kemiriyorum
Parmak uçlarının eksikliği yaşıyorum... Sensizliğe sarıldığım her an neşter yaraları açılıyor ruhumda
Aşk ve ayrılık arasında gidip geliyor zihnimin rıhtımında dolaşan anılar bütünü
Bir yalnızlığı sığdırmaya çalışıyorum dudaklarımın arasına…

Bir yalnızlığın nemli varlığını sığdırmaya çalışıyorum ismin arta kalan boşluğa
İsmini en değerli varlığım gibi saklıyorum. Dudaklarından arta kalan kahve kokusu
Seni hatırlatıyor ne yana baksam her şey. Şehir, izmarit kokulu oda, rutubetli dudaklar
Seni hatırlatıyor her şey... Tek nüshalık el yazması şiirler, ucuz mürekkep kokusu
Parmak uçlarına has yumuşacık kokunla sıvalı pembe tükenmez kalemin
Bitmek bilmiyor yalnızlığın ve uzaklık sözcüğünün ruhumdaki yankısı
Tükeniyorum, kırık aşk temalı şiirler yazıyorum aşk bültenlerinde
Seni hatırlatıyor her şey, tek nüshalık öpüşmeler, ucuz kâğıt ve tükenmez kalem
Seni hatırlatıyor şehrin hangi köşesine baksam.
Ve hayatım sensizliğin romanın andırırcasına senin hatıralarını vuruyor kursağıma
Seni hatırlatıyor her şey… Dudaklarımın arasına sıkıştırdığım sensizlik
Dudaklarımın arasındaki isminden arta kalan ufak boşluk
Seni hatırlatıyor her şey. Sanki her şey seni hatırlamamı istiyor. Sensizliğimi yineliyor…

2 yorum:

hayal_perisi dedi ki...

içten yazıldığı belli. üstelik gayet başarılı

Unknown dedi ki...

Mükemmel kelimesi bu yazı için üretilmiştir.

Bumerang - Yazarkafe
script>