19 Mayıs 2013 Pazar

Bir Sanat Eseri Gibi


Düşünceler kurgulayarak mı yaşanır aşk?
Bunca zaman dilimi susmak zorunda kalmışken…
Tenine dokunmaktan çekinmek mi aşk?
Dokunamayacak kadar uzakken bunca gün…
Aşk! Fazla romantizmden kaçmak mı? 
Kaybetmekten, yitirmekten ürkek bir çocuk gibi korkup ta...

Bir şair bunca sene yalnızlığa yazdığı şiirleri;
Hiç mi hak etmez bir kadının dudaklarında fısıldamayı?
Aşk! Kaybetmekten korktuğumuz için anılardan kaçmak mı?
Yoksa izler bırakmak mı mutlu geçecek günlere inanarak?
Oysa güzel olan bugün yaşadığımız değil midir?
Kaybetmek, her günün sonunda insana bahşedilmiş birer ödül...
Ve güzel olan bugüne ait olandır,
Yarına ait olmayan bugüne de ait değildir...

Aşk ismini şiirlerden saklamak mı?
Bunca zaman yalnızlığa armağan edilmişken onca şiir...
Aşk imkânsızı başarmak değil mi?
Bir sanat eseri gibi eşsiz ve bir sanat eseri gibi haz dolu…

Y.Emre


16 Mayıs 2013 Perşembe

BİR KADIN NE İSTER?


Bir kadının çok şey istediğini zanneder birçok erkek. Birçok kadın buna katılır, Birçok kişi bunu onaylar, sosyal medyada esprilerin genelde odak noktasıdır. Bir kadın çok şey mi ister? Daha doğrusu bir kadın ne ister? Psikoloji temalı okuduğum birçok kitaptan çıkarttığım sonuca hem de psikolojik araştırmalara dayanarak söylemek gerekir ki, birçok istek demek tek birşey istemektir. Bir yoksunluk noktasıdır tüm bu isteklerin temeli. İnsan, başaramadığı, erişemediği, beceremediği, sahip olamadığı yâda kaybettiği kısaca eksik bir noktanın yerine, ulaşabildiği, sahip olabildiği unsurları koyarak tamamlamaya çalışır. Yoksunluk noktasını erişebildiği sahip olabildiği unsurlarla kapatmaya çalışır. Buna lüks bir araba sahibi olmak isteyen insanın sevdiği lüks arabaların küçük ölçekli modellerinden fazla adette alması, bunların koleksiyonunu yapması örnek gösterilebilir. Kadında böyledir. Kadında yoksunluk noktası arttıkça isteklerde artar. Bir kadın aslında, en başta, çok şey istemez.

Kadın bir sonbahar akşamı üşüdüğünde başını yaslayacağı bir göğüs ve o göğsün içinde sadece kendi için çarpan, sadece kendi isminin melodisiyle çarpan bir kalp ister. Sevdiği erkeğin teninde sadece kendi kokusunu hissetmek ister, derin soluklarında  kendini bulmak ister sevdiği erkeğin teninin coğrafyasında. Teninin her santimetrekaresinde kendi kokusunun egemenliğinin sürmesini ister.

Sevilmek ister kadın, pürüzsüz bir aşktan öte fırtınalarla dolu olsa da yaşadığı aşk, her şeye rağmen gece saat kaç olursa olsun arayabildiğinde hıçkırarak derdini anlatabileceği, ses tonunda şefkat bulduğu, ses tonunda neşe bulduğu, ses tonunda kendinden bir parça bulduğu bir erkek ister.

Kadın güvenmek ister. Sevdiği adamın dudağından her çıkan sözcüğe, her cümleye, en az kendine güvendiği kadar, güvenmek ister. Kuşkuyu sevmez çünkü. Kuşkulu bir kadın huysuz kadındır, geçimsizdir. Kuşku kadının doğasına aykırıdır. Güvenmek ister. Ondan ayrı geceler başını yatağa koyduğunda gökyüzüne bakıp ona iyi geceler dilerken, içinde kuşkudan eser olmamasını ister.

Bir kadın aşk ister. Kadınlar zor âşık olur ve zor unutur.  Aşk her insanın temelinde olsa da kadınlar daha duygusaldır ve kadın aşk ister. her türlü mutluluğu, heyecanı, sevgiyi, sevilmenin tüm hücrelerinde bıraktığı huzur iklimini hissetmek ister.

Sarılmak ister, kollarını açıp bir akşamüstü Kadıköy vapur iskelesinden sevdiği adamı karşılamak ister. Bir bankta oturup saatlerce sohbet etmek ister. Çünkü kadın konuştukça sever bir erkeği, konuştukça ve cümlelerinin arasındaki sözcüklerde kendine ait bir parça keşfettikçe sever. Lüks bir restoranda yenilen akşam yemeğinde yapılan sohbetlerden daha etkilidir kimi zaman gösterişten ve herkesten uzak bir deniz kenarında ışığı kıt bir sokak lambasının altında saatlerce sohbet etmek. Çünkü kadın doğallık ister, gösterişin arasında kaybolmak değil, beyaz bir kâğıda konan zümrüt gibi fark edilmek ister sade bir minvalin göbeğinde. Kimi zaman tozlu bir sokak lambasının altında daha çok keşfeder insan birbirini. Dudaklarının kenarında bir hat ustasının çizimi kadar hoş ve mütevazı duran o ince pembe çizgiyi fark eder mesela. Yâda gölgeler… Gölgeler bir aşkın en romantik yanıdır fikrimce. Gölgeler sınır tanımaz çünkü. Gururdan ve utangaçlıktan dolayı hiç yan yana gelmeyen başlar sadece gölgelerde yan yana gelir. Birbirinin elini tutmayı teklif edemeyen iki insanın eli bazen gölgelerinde sıkı sıkıya tutar birbirini. Bir kadın bir adamın gölgesine karışmak ister mesela ekim ortası, sonbaharın kendini gösterdiği ve sağanak yağmurların arttığı, bir akşamüstünde. Gölgelerinden başlayan bir sohbeti gelecek planlarına taşımak ister kadın. Yâda yalnızca susmak ve gölgelerinin birbirine karışmasın izlemek…

Bir kadın ilgi ister. Lüks hediyelerle susturulmak yâda anlık mutluklarla avutulmak yerine daha küçük daha sıradan fakat yaşanan anları hatırlatacak bir hediye ister. Lüks hediyeler unutulacaktır çünkü bir gün. Fakat yerinde alınmış bir hediye yerinde dudağa armağan edilmiş masum bir öpücük veya yerinde doldurulmuş bir yalnızlık en değerli hediyedir, şüphesiz. Mütevazı ve suni hediyelerle örülmüş altın kafeslerden uzak bir aşk ister kadın. Hatırlanmak ister, buda ilgilenmektir aslında. Buda ona verilen önemi, ona gösterilen ilgiyi anlatır bir kadın için.

Kadın korunmak ister. bir nadide çiçek gibi sevdiği adamın kollarına sığınmak ister; acıdan, kederden, öfkeden, yalnızlıktan, ayrılıktan… sevdiği adamın kollarının her korktuğunda sığındığı zırhlı kalesi olmasını ister. gözyaşlarını sildiği tenine yasladığında başını her şeyden uzaklaşmak ve gönül rahatlığıyla derin bir uykuya dalmak geçer içinden. Kadın sakınılmak ister. tüm kötülüklerden, tüm zarar & ziyanlardan kaçıp sığınmak ister bir erkeğin kalbine. Erkeğin kalbi kale gibi olmalıdır bir kadın için. her korkusunda, her yalnız hissettiğinde sığınmak ister çünkü. Kadın çabuk incinir, çabuk kırılır, çabuk yorulur. Lüks bir yaşamın kollarında gösterişli kıyafetlerin içinde dolaşmak değil de sevdiği adamın kalbinde gösterişli bir aşk ister, her şeyden korunduğu ve sakınıldığı. Kadın korunmak ister.

Eğer bir kadın lüks bir ev istiyorsa, içinde birçok odası bulunan bir yat ve sadece sayılı zümrede olan milyarlık bir araba istiyorsa aslında onların hiçbirini istemiyordur. Tüm bunlar bir eksikliği doldurma çabasıdır. Aşk eksidir, ilgi eksiktir, güven eksiktir… Bir eksiklik vardır ve tüm bunlar ulaşılmaz gözüyle bakılan unsurlara ulaşmaktan geçtiği için bunları ister. Bir kadın çok şey istemez aslında. Yalnızca biraz sevgi birkaç parça güven başını yaslandığında kendi kokusunu bulabileceği bir ten ve en önemlisi biraz ilgi ister.
Bumerang - Yazarkafe
script>