Hayat neden onu imkânsızken benim yanıma getirdi? Hep busoruyu soruyorum kendime. O imkânsızdı çünkü… Onunla sevgili olma ihtimalim bir yana tanışma ihtimalimiz bile yoktu. O benim facebook fotoğraflarının karşısında hayranlıkla saatler geçirdiğim; tweetlerini okuyup her anından haberdar oldum kişiydi. Böylesi daha güzeldi sanırım. Aynı şehirde yaşayan iki yabancıydık. Aynı gökyüzünün altında nefes alan, aynı yağmurun altında ıslanan birbirinden habersiz iki kişiydik. Onun ismini öğrendiğim ilk andan itibaren günlerim bir caddede karşılaşma ihtimalleriyle geçiyordu. Son anda yakaladığım otobüste ki tek boş koltuğun onun yanı olması veya güneşli bir günde aynı vapurun farklı güvertelerinde olma ihtimaliyle geçiyordu günlerim böylesi çok daha güzeldi.
O imkânsızken hayat onu bir anda yanıma kadar getirdi. İmkânsız dediğim, tanışma ihtimalimi bile hayal edemeyeceğim insan burnumun dibine geldi. Baştan her şey güzeldi. Ona karşı hayranlık olarak yaşayan duygular aşka dönüştü. Aşk gözlerimi kör etti, şiirlerimi esir aldı önceleri sadece bilgisayar başında aklıma gelirken şimdi her an aklımda oldu. Her anım onunla dolu oldu. Artık sesini duyabiliyor, sabahları günaydın mesajlarıyla uyanıyor ve her sabah ona günaydın deme fırsatını buluyordum. O günler hayal kadar güzeldi… Hayata teşekkür ediyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder