Bazen sadece yazmak ister insan. Ne konu önemlidir ne kime
yazdığın ne de neler yazdığın… sadece yazmak istediği için sadece bununla özgür
hissettiği için yazar insan. Belki de insan özgür değildir ve sadece yazarken
özgürdür ve yazarken her şeyi istediği şekilde görüyordur, anlatıyordur. Yazarken
hükmediyordur hayatına sadece. Belki de insan bir kafesin içindedir. Toplum adı
verilen çevre adı verilen bir kafesin içindedir. Her şey yasaktır, özgür
değildir. Sadece nefes almak yasak değildir. Yazmak olarak niteliyordur
özgürlüğü. Özgür olduğu tek yer beyaz bir kağıt ve ucuz bir tükenmez kalemin
kesiştiği noktadır.
Ölümsüz olmak istiyordur insan. İçinden bir ses hayatın çabuk
geçtiğini, ömrün kısa olduğunu hatırlatıyordur. Sessizlik ölümü andırıyordur ve
ölümden korkuyordur o an. Bazen Sessizliği ölümle bağdaştırıp sessizlikten
korktuğu anlar oluyor insanın. O anlardan biridir buda. Radyoyu açıyordur. Herhangi bir kanalı
çeviriyordur. Amaç sadece durgun sessizliğin içine düşecek ufak bir fısıltı
meydana çıkartmak ve sessizliği bozmaktan ibarettir.
İnsan konu arar yazmak için artık aşk klişelerinden
kurtulmak ister nitekim aşk yoktur da ortada. Kaybetmek vardır yalnızlık
vardır. Aslında yazmak yalnızlıktır. Yada yalnızlık yazmaktır. Peki ya
yalnızlık nedir? İlk okul yıllarımda okuduğum bir kişisel gelişim kitabında
“bazen büyük bir kalabalık büyük bir yalnızlıktır” diye bir cümle vardı. Yada
buna benzer sıralı bir sözcük kabilesi. Evet, şimdi bu cümle benim en sık
tekrarladığım cümlelerden biri oldu. Sık
sık kalabalık bir hayata sahip olan bir insan olarak ne kadar yalnız olduğumu
dile getirdim. Yazdım. Yalnızdım çünkü. Ve yalnızlığın en belirgin belirtisiydi
yazmak. Yalnız insanların konuşarak değil de yazarak yaşadığını fark ettim. Bir
gün kendimin de yalnızlığa mensup olduğunu fark ettim.
Bazen yazmak anı yakalamaktır. Aslında yazmakta bir ana aittir. Bir cümle kurarsın, yazıya dökersin. O dakikaya dair ölümsüz kalan tek şey o cümle olur. Mimikler unutulur ses tonu unutulur anılar unutulur fakat yazdığın cümle ölümsüz kalacaktır. Belki de yazmak ölümsüz kalmanın tek yoludur. Ölümsüzlüğü yakalamaktır belki de yazmak. Sonuçta yazılan her cümle okunduğu sürece başka ciğerlere dolan solukla hayat bulacaktır. Nefes alacaktır. Defalarca dudaklarda dolaşacaktır. Böylece yaşayacaktır insan. Belki de tüm bu çaba akan zamandan bir cümle bir saniye bir kare koparmak adınadır. Ölümsüzlüğü yakalamak adınadır. Belki de ölümsüz olmak içindir yazmak.
3 yorum:
yunus emre öksüz gene bizleri şaşırtmadı. özgün kendine güvenen genç arkadaşım başarlarıının devamını dilerim.
her zamanki gibi bizleri kendinize hayran bıraktınız teşekkürler
yazılarınızda çok içtensiniz bugünde yazmanın sizin kendi dünyanızdaki yansımasını anlatmışsınız başarılar. edebiyat defterinede uğramanızı bekleriz
Yorum Gönder